26 Ağustos 2010 Perşembe

Zayıflama Hapının Zararları

Zayıflama Hapı Az Kalsın Beni Öldürüyordu

  15 Ağustos Pazar... Tarih benim için önemli, çünkü iki gün önce bir sahur vakti, bu günü görme ümidimi yitirdiğimi hatırlıyorum... Acil polikliniğinde çekilen kalp grafiği sonucu anlaşılan; kalp spazmı, ritim bozukluğu, nabız yüksekliği ve ''felç'' evet yanlış duymadınız: Felç... göz kapaklarınıza kadar. Beyninizin talimatları dışında kalışı gerçekten çok acı bir durum... Ve gelelim olayın, gördüğünüz ismime layık öncesine...
Bir kadın gününde sohbette, güvendiğim bir arkadaşımın tavsiyesine uyarak bu hapı almaya karar verdim

  Biber hapı ismini, klasik bir kadın gününde, sözlerine itimat ettiğim bir insanın dilinden duymak, belki de araştırmadan bu ilaca inanmamın küçük nedenlerinden sadece birisi. Gerisi tamamen şahsıma aittir...

  26 yaşındayım, çocukluğumdan bu yana kilo problemi yaşıyordum. Ve 3-4 yıl öncesine kadar çoğunu ''bilinçsiz'' diyetlerle (aç kalarak) verdim... Bu bilinçsiz diyetlerle yüksek kilo kaybı zaten bağışıklık sistemimde zayıflama sağladı... Bunu söylememin nedeni ise; “bu ilacı kullanmasanız bile, yapacağınız bir diyet benim durumuma düşmenize sebep olabilir” demiyorum, “kesinlikle olacaktır” diyorum...

  Ve dükkânının vitrinine ürünleri sere serpe yaymış bir ''aktar''a rast gelmemle bu ürüne başlayışımın serüveni...
Kilo vermek her şeyden daha önemli geliyordu bana.

  İlk hafta, yedi gece ve gün boyunca hiç uyumadım. Dikkat ediniz “hiç”... Sekizinci gün uyuyabildim, iştahım kesildi, bir haftada iki kiloya yakın verdim. Zaten çok yiyemediğim için, onun da kesilmesi “neredeyse hiç yememem” anlamını taşıyor yani... Kalp çarpıntılarım, istem dışı kas hareketlerim, sinirli halim ve hayattan yavaş yavaş daha çok koptuğumu bilerek devam edişim... Bunu söylüyor olmamın nedeni ise, ilacın aynı zamanda psikolojik tahribat yeteneğine de sebep oluşunu ifade içindir... Derken ilk kutu bitti ve 5-6 kilo verdim. Mutluyum, ancak suratımda belirgin bir farklılık var. Çenem önde, yanaklarım çökük, gözlerim çukurlaşmış bir halde... Ama yine de bu kilo kaybı her şeye değerdi ben için...

  Bu arada ailemden gizli oluşu da artı parantez... Zira onlar bu konularda oldukça hassas ve sözde beni de öyle yetiştirdiklerini sanan insanlar...

  Derken ilk kutunun bitiminden sadece bir hafta sonra, geri aldığım 4 kilo... Yeni bir bunalım. Ve ikinci kutuyu almak üzere aktara ikinci yolculuk...

İlk 6 kapsül; aynı uykusuzluk, aynı çarpıntı, aynı sinirlilik.. Ve verdiğim 2 kilo... Mutluyum...

  Bu arada kendimde anlam veremediğim hâller, neşesizliğim, artık güzel olan fiziğime rağmen, insanlara görünmek istemeyişim... Anne-babama aşırı tepkilerim... Kendi kendime kalma hissim... Bunlar anladığım, korktuğum ama kendime de ancak bugün itiraf edebildiğim etkiler...
Komaya girdim...

  Derken, ikinci 6 kapsül... üçüncü... ancak kilo verme durumu sıfır... Hatta almaya başlamam. Derken doz artırımım...

Ve iki gece önce komaya girmem...

Midemin yıkanması için hastaneye geç kalışım... Dolayısıyla bütün etkileri, reaksiyonları ziyadesiyle yaşayışım ve hala yaşıyor oluşum... Ailemi ve sevdiklerimi üzmem... Şu anda bile kalbim her an duracak hissi... 5 litre seruma rağmen hala üstümdeki yoğun etki... Uyuşmalar... Felçlik hissi... Kıpırdayamamak... Ve bazen istesem de konuşamamak. Kendi ağzımdan çıkan kelimelerin demek istediğim kelimeler olmadığını farketmemin ızdırabı...

  Hala akıbetimi ancak Cenab-ı Hakk'ın bildiği 2 kutuluk bir cehaletin serüveni...
Yaşadıklarımdan herkes ibret almalı

  Şimdi, bunları size yazarken kolumu acıtan serum kelebeğim, bana bir şey olursa arkamdakilere bırakacağım ızdıraptan tutun, onların bu ilacı şikayet edecekleri bir merciinin bulunmamasına kadar her şey zihnimde deveran etmekte... Çünkü üstünde tek kelime Türkçe yazı olmayan, “Tarım Bakanlığı” onaylı bu ilacı, bizler nebatat cinsinden olmadığımız için şikayet hakkına sahip bulunmuyoruz... Çünkü bilerek, Sağlık Bakanlığı onaylı bir ilaç almadığımız aşikar!

  Ve bugün, serumdan dolayı aldığım ve eğer yaşarsam alacağım kilolarım... Kendimi çok cahil hissedişim, kendimden utanışım...

  Siz bu siteyi hazırlayan Sevgili Kardeşlerim, hiç bir menfaatinizin olmadığı, yukarıdaki yorumlarda bırakın sizi, size karşıt görüşler tarafından bile denilmiş [Okurumuz, yani bu yazıyı yazan “Kara Cahil” rumuzlu okurumuz, biber hapı yazısındaki yorumlardan bahsediyor. O yazıya yapılan yorumlarda birtakım insanlar bana ve Bodytr ailesine “menfaatiniz olmadığı hâlde bu yazıyı yayınlamanızı anlamıyorum” gibi cümleler sarfetmişlerdi]. Bunun için Allahım sizlerden razı olsun... Ancaaaaak ! eğer bu siteye bunlar başıma gelmeden önce rastlamış olsaydım dahi, emin olun ki, yorumlarda geçen ''5-6 kilo verdimmm'' ibarelerini görüp, gerisini boşverip bir eczane ve aktarın yollarına koşmuş, bu zehri almıştım... Çünkü biz iflah olmazlığımızla meşhur bir toplumuz... Cehaletimizle, bilip bilmezden gelişimizle... Biz hayırsız evlatlar, başınızda beklerken ağlayan garip annelerin, egoist evlatlarıyız... Sevgili Kardeşlerim, siz daha çoook yazarsınız... Biz daha çooook sizi azarlarız, çamur atarız; yetmez, bu ürünlerin bedava temsilcileri kesilir, gider alır, ölsek de içeriz biz...
  Belki biri ölür, biri duyar, biri yazar. Bir umut ya, bir kişi kurtulsa faydadır.


Kaynak: BodyTr

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum Yapınız

asd